23 Nisan 2017 Pazar
Mart 2017
Mart ayı hızlıca toparlandı gitti. Kısaca etkinliklerden bahsedip, nisan ayının daha güzel geçmesi temennilerim için sanırım biraz geç kalmış oldum. Güzellikler mayıs ayına diyelim artık.
Sinema
Ayın tek filmi Neruda oldu. Sanırım uzun zamandır içinde bulunduğum ayı tek film ile kapatmamıştım =)
Tiyatro
İbiş'in Rüyası - Antalya DT
Yeraltından Notlar- Ankara DT
Macbeth- İBBŞT
Reis Bey- İBBŞT
Yaşlı Çocuk - Galata Perform
Shakespeare Öldü Aş Bunları - Tiyatro4 : İzmir'den gelen Tiyatro4 bana çok keyifli bir akşam yaşattı. Oyunun içinde sadece Shakespeare yok!
Semaver ve Kumpanya - Semaver Kumpanya
Soğuyunca Acımaya Başlar - Tiyatroperest
Zabel - BGST
Sen İstanbul'dan Daha Güzelsin - Bam
Joko'nun Doğum Günü - Yolcu Tiyatro
Kanlı Düğün - Versus
Konser
Souad Massi
Kafası Karışık Kontrtenor
Ferit Odman Quintet
Kitap
Günler geçiyordu ve benim okuma hızım biraz olsun artmıyordu. Bu ay sadece 4 kitap okuyabildim.
Kanlı Düğün - Federico Garcia Lorca
Kul - Seray Şahiner
Akvaryum - David Vann
Yalnızlar İçin Çok Özel Bir Hizmet - Murat Gülsoy
Mart ayını okudunuz. Keyifli günler.
3 Mart 2017 Cuma
Şubat 2017
2016 etkinliklerini yeni yazan biri olarak Şubat ayına geldiğime inanamıyorum. Sırtımda olan dikişlerin sızlamasına aldırmadan Şubat ayını hızla paylaşacağım =)
Sinema
Filmekimi için bilet alıp gitmediğim The Salesman, Manchester by the Sea, Lion, Moonlight ve Paterson bu ayın izlediğim filmleri oldu.
Tiyatro
İBBŞT - Komik-i Şehir Naşit Bey
İDT- Gulyabani : Müzikal olarak karşımıza çıkan Gulyabani 2 saat 45 dakikalık süresiyle ve dekoru değiştirirken dans eden dansçıları ile büyük bir sabır gerektiriyor. Beğeneni çok ama ben Hüseyin Rahmi Gürpınar eserini bu şekilde izlediğim için fazlasıyla üzüldüm.
Craft - Craft tiyatrodan bu ay iki oyun izledim. Bunlardan ilki Yutmak. Ece Dizdar, Merve Dizdar ve Başak Daşman'ın iyi oyunculuklarıyla psikolojinizi zorlayan bir oyun Yutmak. Diğer izlediğim oyun ise Yen. Bora Akkaş, İdil Sivritepe, Berker Güven ve Neslihan Yeldan'ı sahnede izlediğiniz Yen bence fazlasıyla sert ve yenilip yutulması kolay bir oyun değil. Kalp Düğümünden beri bu denli sert bir oyun izlememiştim. Fazlasıyla sevdim!
Dot - İyi Şeyler Olacak Diye Düşün
Şermola Performans - Ara Durak
Kumbaracı50 - Lost in Language
B Planı - İstila
Nilüfer Belediyesi - Romeo ve Juliet
Bale
Son temsillerine bilet bulunamadığı söylenen Uyuyan Güzel balesini izledim.
Konser
9. Senfoni - İDOB
Kahve Kantatı - İDOB
Tuluğ Tırpan, Yossi Arnheim, Derya Türkan, Yinon Muallem fazlasıyla keyif aldığım bir konser oldu.
Kitap
Kaptanın Teknesi - Sezgin Kaymaz
Malihulya - Tayfun Pirselimoğlu
İstanbul Kırmızısı - Ferzan Özpetek
Sinema
Filmekimi için bilet alıp gitmediğim The Salesman, Manchester by the Sea, Lion, Moonlight ve Paterson bu ayın izlediğim filmleri oldu.
Tiyatro
İBBŞT - Komik-i Şehir Naşit Bey
İDT- Gulyabani : Müzikal olarak karşımıza çıkan Gulyabani 2 saat 45 dakikalık süresiyle ve dekoru değiştirirken dans eden dansçıları ile büyük bir sabır gerektiriyor. Beğeneni çok ama ben Hüseyin Rahmi Gürpınar eserini bu şekilde izlediğim için fazlasıyla üzüldüm.
Craft - Craft tiyatrodan bu ay iki oyun izledim. Bunlardan ilki Yutmak. Ece Dizdar, Merve Dizdar ve Başak Daşman'ın iyi oyunculuklarıyla psikolojinizi zorlayan bir oyun Yutmak. Diğer izlediğim oyun ise Yen. Bora Akkaş, İdil Sivritepe, Berker Güven ve Neslihan Yeldan'ı sahnede izlediğiniz Yen bence fazlasıyla sert ve yenilip yutulması kolay bir oyun değil. Kalp Düğümünden beri bu denli sert bir oyun izlememiştim. Fazlasıyla sevdim!
Dot - İyi Şeyler Olacak Diye Düşün
Şermola Performans - Ara Durak
Kumbaracı50 - Lost in Language
B Planı - İstila
Nilüfer Belediyesi - Romeo ve Juliet
Bale
Son temsillerine bilet bulunamadığı söylenen Uyuyan Güzel balesini izledim.
Konser
9. Senfoni - İDOB
Kahve Kantatı - İDOB
Tuluğ Tırpan, Yossi Arnheim, Derya Türkan, Yinon Muallem fazlasıyla keyif aldığım bir konser oldu.
Kitap
Kaptanın Teknesi - Sezgin Kaymaz
Malihulya - Tayfun Pirselimoğlu
İstanbul Kırmızısı - Ferzan Özpetek
Ocak 2017
Ocak ayı soğuyan hava ve kar yağışı sebebiyle pek hareketli değildi =) Yine bilet alıp gitmediğim etkinlikler oldu.
Sinema
Gönüllerin sevgilisi Kim Ki Duk yönetmenliği ile The Net ve Pablo Larrain yönetmenliğinde Jackie ayın izlenen filmleri oldu.
Tiyatro
Şehir tiyatrolarından Hisse-i Şayia, Son ve Karıncalar - Bir Savaş Vardı oyunlarını izledim. Mert Turak çok sevdiğim bir oyuncu fakat karıncalar oyununda çok isteksiz oynadığı gözden kaçmadı. Ayrıca Haldun Taner sahnesinin susmak bilmeyen teyzeleri yine keyifsiz bir temsil izlememize sebep oldu.
Devlet tiyatrolarından Giydirici ve Coriolanus izlediğim diğer oyunlardı. Coriolanus'ta sevgili Tolga Evren maalesef yine hastaydı. Sahnede sesi neredeyse hiç çıkmıyordu. En önde oturmama rağmen sesini yer yer zor işittim. Çoğu kişi oyunu beğenmemiş olsa bile modernize edilmeden bir Shakespeare oyunu izlediğim için mutlu oldum. Giydirici oyununda ise Celal Kadri Kınoğlu sahnede devleşti. Maalesef kendisini sadece Çöl Fırtınaları, Benerci Kendini Niçin Öldürdü?, Ben Ruhi Bey Nasılım? ve Amadeus oyunlarında izleyebildim. Umarım kendisini uzun yıllar sahnede izleme fırsatına erişebiliriz.
Mekan Artı - Balkon : Mekan Artı, geçtiğimiz yıl Şafak sinemasının alt katını sahneye çevirmişti. Bu sahne pek uzun ömürlü olmadı ve kapandı. 20 kişilik kadrosuyla cesur bir oyun izledik.
Moda Sahnesi - Bir Başkadır A. : Moda sahnesi açıldığından beri takip ettiğim bir sahne oldu. Oyunlarını çoğunlukla beğenmesem bile izlemeden yapamıyorum :)
Tiyatro Evi - Ayrılık : Behiç Ak'ın yazdığı oyunda Sevinç Erbulak ve Fırat Tanış sahneyi paylaşıyor.
Sahne Kadir Has - Dirmit : Latife Tekin'in Sevgili Arsız Ölüm romanından hareketle kendisini Trom oyunundan hatırlayacağınız Hakan Emre Ünal yönetmenliğinde ve Nezaket Erden oyunculuğuyla Sahne Kadir Has'ta izledim. Nezaket Erden'in bitirme projesi olarak sahnelediği bu tek kişilik oyun fazlasıyla başarılıydı.
Opera
The Rake's Progress - Hovardanın Sonu : Bu sezon beğenmediğim eser olmadı desem doğru olur. Özellikle Nick Shadow rolünde bas Umut Tingür beni kendine hayran bıraktı.
Kitap
Eski kitap okuma hızım kaybolmuş olsa bile bu yazmama engel değil diye düşünüyorum.
Ocak ayında incecik 3 adet kitap okuyabildim ve hepsini beğendim =)
Bunlardan ikisi Javier Cercas eseri olan Saplantı ve Kiracı .
Diğeri ise Han Kang - Vejetaryen
Şubat ayı etkinliklerinde görüşmek üzere.
Sevgiler.
Sinema
Gönüllerin sevgilisi Kim Ki Duk yönetmenliği ile The Net ve Pablo Larrain yönetmenliğinde Jackie ayın izlenen filmleri oldu.
Tiyatro
Şehir tiyatrolarından Hisse-i Şayia, Son ve Karıncalar - Bir Savaş Vardı oyunlarını izledim. Mert Turak çok sevdiğim bir oyuncu fakat karıncalar oyununda çok isteksiz oynadığı gözden kaçmadı. Ayrıca Haldun Taner sahnesinin susmak bilmeyen teyzeleri yine keyifsiz bir temsil izlememize sebep oldu.
Devlet tiyatrolarından Giydirici ve Coriolanus izlediğim diğer oyunlardı. Coriolanus'ta sevgili Tolga Evren maalesef yine hastaydı. Sahnede sesi neredeyse hiç çıkmıyordu. En önde oturmama rağmen sesini yer yer zor işittim. Çoğu kişi oyunu beğenmemiş olsa bile modernize edilmeden bir Shakespeare oyunu izlediğim için mutlu oldum. Giydirici oyununda ise Celal Kadri Kınoğlu sahnede devleşti. Maalesef kendisini sadece Çöl Fırtınaları, Benerci Kendini Niçin Öldürdü?, Ben Ruhi Bey Nasılım? ve Amadeus oyunlarında izleyebildim. Umarım kendisini uzun yıllar sahnede izleme fırsatına erişebiliriz.
Mekan Artı - Balkon : Mekan Artı, geçtiğimiz yıl Şafak sinemasının alt katını sahneye çevirmişti. Bu sahne pek uzun ömürlü olmadı ve kapandı. 20 kişilik kadrosuyla cesur bir oyun izledik.
Moda Sahnesi - Bir Başkadır A. : Moda sahnesi açıldığından beri takip ettiğim bir sahne oldu. Oyunlarını çoğunlukla beğenmesem bile izlemeden yapamıyorum :)
Tiyatro Evi - Ayrılık : Behiç Ak'ın yazdığı oyunda Sevinç Erbulak ve Fırat Tanış sahneyi paylaşıyor.
Sahne Kadir Has - Dirmit : Latife Tekin'in Sevgili Arsız Ölüm romanından hareketle kendisini Trom oyunundan hatırlayacağınız Hakan Emre Ünal yönetmenliğinde ve Nezaket Erden oyunculuğuyla Sahne Kadir Has'ta izledim. Nezaket Erden'in bitirme projesi olarak sahnelediği bu tek kişilik oyun fazlasıyla başarılıydı.
Opera
The Rake's Progress - Hovardanın Sonu : Bu sezon beğenmediğim eser olmadı desem doğru olur. Özellikle Nick Shadow rolünde bas Umut Tingür beni kendine hayran bıraktı.
Kitap
Eski kitap okuma hızım kaybolmuş olsa bile bu yazmama engel değil diye düşünüyorum.
Ocak ayında incecik 3 adet kitap okuyabildim ve hepsini beğendim =)
Bunlardan ikisi Javier Cercas eseri olan Saplantı ve Kiracı .
Diğeri ise Han Kang - Vejetaryen
Şubat ayı etkinliklerinde görüşmek üzere.
Sevgiler.
Aralık 2016
İş bu yazı hafta içi evde olmanın mutluluğu ile yazılmıştır !
Sinema
Aralık ayının ilk filmi İzmir Karaca sinemasının sıcak ortamında izlediğim Frantz oldu. Hafta içi olmasına rağmen salon doluydu. Diğer izlediğim filmler ise; Babamın Kanatları, Nocturnal Animals, Mal de pierres (Aşk Mektupları), Arrival, Tereddüt, La Fille Inconnue ( Meçhul Kız ), Mavi Bisiklet, Florence, I Daniel Blake ve La La Land.
Arrival benim için ciddi anlamda bir işkenceydi. Bu tarz filmleri bir kez daha sevmediğimi ve sevemeyeceğimi anladım. Benim için ayın en iyisi kesinlikle Nocturnal Animals.
Tiyatro
Şehir tiyatrolarından Saadet Hanım ve Geç Kalanlar oyunlarını izledim.
Semaver Kumpanya - Mağrur Fil Ölüleri : Kocamustafapaşa uzak demeyin bu oyuna mutlaka gidin. İçiniz ısınsın.
Galata Perform - Balat Monologlar Müzesi : Yeni metin yeni tiyatro atölyeleri kapsamında gerçekleşen bu proje Fener'de bulunan eski bir Rum okulunun sınıflarında gerçekleşiyor. Tek bilet ile 8 oyun izleyebilirsiniz denilse bile her oyun yaklaşık 15 dakika sürüyor ve 4 tekrardan oluşuyor. Biz 4,5 oyun izledik. Diğer oyunları izlemek için havaların biraz ısınmasını bekliyoruz. Eski bir bina olduğundan dolayı içinde ısıtma yoktu. Şu anda ısıtılıyor bilgisini aldım ama yine de daha güzel bir havada gidip işi şansa bırakıp donmak istemiyorum =)
Tiyatro Ak'la Kara - Ne Seninle Ne Sensiz
Opera & Bale
Her sene olduğu gibi bu yıl İzmir ziyaretimden eli boş dönmedim. Paket paket aldığım damla sakızlı dibek kahvelerinden bahsetmiyorum =)
İzmir Devlet Opera ve Balesi bu yıl Romeo ile Jülyet'i sahneliyor. Henüz ikinci temsili olan Romeo ve Jülyet balesinin biletleri satışa çıktığı gibi tükeniyor. Yan koltuğumda oturan bayan nasıl bilet bulduğumu sordu ve İstanbul'dan geldiğimi duyunca pek şaşırdı. Orkestra şefliğini İbrahim Yazıcı'nın üstlendiği bu temsili izlediğim için çok mutlu oldum.
İzmir'de diğer izlediğim temsil ise Yarasa Opereti oldu. Şansıma o gün Hakan Aysev'i izleyebildim. Bu temsilde yine orkestra şefi İbrahim Yazıcı'ydı.
Ernani ise İstanbul'da izlediğim diğer bir opera oldu.
Konser
Pera Palace Cumartesi konserleri kapsamında Meltem Cumbul & Can Okan ikilisini dinledik.
Fazıl Say - Nazım Oratoryosu
İzmir
Agora
Sevgiler.
Sinema
Aralık ayının ilk filmi İzmir Karaca sinemasının sıcak ortamında izlediğim Frantz oldu. Hafta içi olmasına rağmen salon doluydu. Diğer izlediğim filmler ise; Babamın Kanatları, Nocturnal Animals, Mal de pierres (Aşk Mektupları), Arrival, Tereddüt, La Fille Inconnue ( Meçhul Kız ), Mavi Bisiklet, Florence, I Daniel Blake ve La La Land.
Arrival benim için ciddi anlamda bir işkenceydi. Bu tarz filmleri bir kez daha sevmediğimi ve sevemeyeceğimi anladım. Benim için ayın en iyisi kesinlikle Nocturnal Animals.
Tiyatro
Şehir tiyatrolarından Saadet Hanım ve Geç Kalanlar oyunlarını izledim.
Semaver Kumpanya - Mağrur Fil Ölüleri : Kocamustafapaşa uzak demeyin bu oyuna mutlaka gidin. İçiniz ısınsın.
Galata Perform - Balat Monologlar Müzesi : Yeni metin yeni tiyatro atölyeleri kapsamında gerçekleşen bu proje Fener'de bulunan eski bir Rum okulunun sınıflarında gerçekleşiyor. Tek bilet ile 8 oyun izleyebilirsiniz denilse bile her oyun yaklaşık 15 dakika sürüyor ve 4 tekrardan oluşuyor. Biz 4,5 oyun izledik. Diğer oyunları izlemek için havaların biraz ısınmasını bekliyoruz. Eski bir bina olduğundan dolayı içinde ısıtma yoktu. Şu anda ısıtılıyor bilgisini aldım ama yine de daha güzel bir havada gidip işi şansa bırakıp donmak istemiyorum =)
Tiyatro Ak'la Kara - Ne Seninle Ne Sensiz
Opera & Bale
Her sene olduğu gibi bu yıl İzmir ziyaretimden eli boş dönmedim. Paket paket aldığım damla sakızlı dibek kahvelerinden bahsetmiyorum =)
İzmir Devlet Opera ve Balesi bu yıl Romeo ile Jülyet'i sahneliyor. Henüz ikinci temsili olan Romeo ve Jülyet balesinin biletleri satışa çıktığı gibi tükeniyor. Yan koltuğumda oturan bayan nasıl bilet bulduğumu sordu ve İstanbul'dan geldiğimi duyunca pek şaşırdı. Orkestra şefliğini İbrahim Yazıcı'nın üstlendiği bu temsili izlediğim için çok mutlu oldum.
İzmir'de diğer izlediğim temsil ise Yarasa Opereti oldu. Şansıma o gün Hakan Aysev'i izleyebildim. Bu temsilde yine orkestra şefi İbrahim Yazıcı'ydı.
Ernani ise İstanbul'da izlediğim diğer bir opera oldu.
Konser
Pera Palace Cumartesi konserleri kapsamında Meltem Cumbul & Can Okan ikilisini dinledik.
Fazıl Say - Nazım Oratoryosu
İzmir
Arkeoloji müzesine bir kaç sene önce gitmiştim. Fırsat bulmuşken tekrar ziyaret ettim. Öncesinde Agora'ya uğradım . Maalesef içinde tinerciler cirit atıyor. Hatta alt katlarda ateş bile yakmışlardı. Gidecek olanların dikkatli olmasında fayda var .
İzmir Arkeoloji Müzesi - Koşan Atlet
Sevgiler.
29 Ocak 2017 Pazar
Kasım 2016
Kış ayının yaklaşması ile beraber hastalıklar boy göstermeye başlamıştı. Nasiplenmeden olmaz dedim ve Kasım ayının yarısını evde geçirdim =)
Sağlıklı bünye ile Kasım ayı şu şekilde geçti ;
Sinema
Film ekimi sonrası vizyon göreceği için bilet almadığım Julieta, Elle, Albüm, Captain Fantastic ve American Pastoral izlediğim filmler arasındaydı. Ayrıca hatır için gittiğim Ekşi Elmalar kasım ayı filmleri arasına girdi.
Bale
Fındıkkıran temsili geçtiğimiz sezon ses düzeninde oluşan bir aksaklık nedeniyle orkestrasız olarak bant yayınından gerçekleştirileceği açıklandığında biletimi iade etmiştim. Bu sezon orkestra ile izleyebildim.
Fındıkkıran temsili geçtiğimiz sezon ses düzeninde oluşan bir aksaklık nedeniyle orkestrasız olarak bant yayınından gerçekleştirileceği açıklandığında biletimi iade etmiştim. Bu sezon orkestra ile izleyebildim.
Tiyatro
Mam'art - Nereye Gitti Bütün Çiçekler
Duru Tiyatro- Veronalı İki Centilmen: İki laf etmeden geçemeyeceğim. Maalesef oyunu Birdy'de izleyip hayran kaldığım Kerim Altınbaşak bile kurtaramamış.
D22 - Dünyaya Gözlerimden Bak : D22 galata kulesinin alt sokağında yer alan sahnesini geçtiğimiz sezon sonunda kapatmıştı. Bu oyun için Kadıköy'de eski bir köşk içinde performanslarını sergiliyorlar.
Ekip- Macbeth : 20. İstanbul Tiyatro Festivali oyunlarından biri olan Macbeth maalesef beklentimin altında kaldı. Allah aşkına Karadeniz şivesinin Shakespeare oyununda ne işi var ?
Craft - 10-11-12
Az etkinlikli ve hareketli Kasım ayı bu şekilde geçti. En kısa zamanda Aralık ayı etkinliklerini yazmak dileğiyle.
Sevgiler.
Ekim 2016
Ekim ayının gelmesiyle beraber şehrimizde kültür-sanat etkinlikleri çığ gibi büyümeye başlamıştı =)
Ekim ayı etkinliklerinden kısaca bahsetmek gerekirse diyerek yazmaya başlıyorum.
Filmekimi - Sinema
Bir filmekimi için daha ömrümüz varmış şükürler olsun diyerek kısa ve öz bir festival programı yaptım. Sadece bir film için aldığım biletimi arkadaşıma vererek festivali 7 film ( Desierto, Çakı Gibi, Alt Tarafı Dünyanın Sonu, Wiener-Dog, Mezuniyet, Vahşiler Firarda ve Öğrenci ) ile bitirdim.
Maalesef Xavier Dolan yönetmenliğinde çekilmiş olan Alt Tarafı Dünyanın Sonu'nu rezil bir kopyayla izlemek zorunda kaldık. Festivalin tek can sıkıcı filmi oldu kendisi. Ayrıca Vahşiler Firarda'yı bir yerlerde bulup izlerseniz harcadığınız bütün dakikaların karşılığını almış olacaksınız. Bol bol gülmeniz ise yanınıza kar kalacak.
Vizyon filmlerinden ise Elveda Berlin, Trendeki Kız, Rüzgarda Salınan Nilüfer, Cehennem ve Ansızın izlediğim filmler oldu. Elveda Berlin ve Ansızın ayın en iyilerinden.
İstanbul Coffee Festival
Geçtiğimiz sene pek ilgimi çekmeyen İstanbul Coffee Festival'e bu sene arkadaşların zoruyla katıldım. Efendim o kadar kahve seviyorsun neden festivale gitmiyorsun sorularına daha fazla maruz kalmamak için biletimi alarak hafta sonu ilk seansa katılım sağladım.
Katılımcıların hemen hepsinde kahve yudumlamış biri olarak pekte yeni kahveciler keşfedemedim. Kahve benim için vazgeçilmez olmamakla beraber hayatımdan çıkarmak istemediğim bir tat. Kahvemi uzun zamandır çekirdekleri kendim öğüterek, hemen herkesin evinde bulunan french presste dahil olmak üzere pour over yöntemlerinden biri olan Hario V60 ile demliyorum. Emin olun filtre kahve makinesinden daha güzel bir lezzet ortaya çıkıyor. Şimdilik farklı yörelerin çekirdekleri ile mutlu mesut hayatıma devam ediyorum.
Tiyatro
Ayın ilk günü alternatif sahneler içinde bende yeri her zaman ayrı kalacak Kumbaracı50'nin yeni sezon projelerinden biri olan Pera'nın Zamanı'nın ilk gösterimini izledik. Oyun nasıl izlenmeli ? Sorusunun yanıtını bilmeyen seyircileri ve ellerindeki cep telefonlarını bir kenara bırakırsak keyifli bir prömiyer yaşadık. Pera Palas Otel içerisinde oynanan bu oyuna farklı bir deneyim yaşamak istiyorsanız gidebilirsiniz. Biletler tek fiyat üzerinden 60 TL olarak satışa sunulmuş.
Oyun Atölyesi'nin yeni sezon oyunu olan Kundakçı için pek bir yorum yapamayacağım. Maalesef son bir kaç senedir gözlemlerimden yola çıkarak tiyatroda küfrün satmaya başladığını söyleyebilirim. Küfür duyduğunda gülmekten kendini alamayan hunharca kahkahalar atan seyircimiz sayesinden ne oyunu anlayabildim ne de niye bu kadar güldüklerini. Oyun benim için beğenilmeyecek durumda bile olsa arada çıkmama gibi bir huyum var. Fakat bir arkadaşımız ara olduğu gibi gelsin Haluk dinlesin bu küfürleri diyerek çıktı. Dur gitme bile diyemedik. Küfrün sattığı bu oyunlara harcadığım zamana üzülüyorum. Bilet fiyatları tam 55 TL öğrenci ise 40 TL olarak belirlenmiş.
İstanbul Devlet Tiyatrosu sezon açıldı ayıp olmasın bir tane yeni oyun çıkarayım diyerek bizlerle Huzur'u buluşturdu. Kitaba göre fazlaca yüzeysel kalan oyunda Frida Kahlo havası verilmiş bir karakter olmasaydı daha iyiydi.
Yangın Yerinde Orkideler, Şahane Züğürtler, Martı, ve Aldatma şehir tiyatrolarından izlediğim oyunlar oldu.
Özel tiyatrolardan izlediğim diğer oyunlar ise ;
Akciğer - Tiyatro İn
Cimri - Semaver Kumpanya
Ferhangi Şeyler
Popüler Gerçek - Ekip Tiyatrosu
Kozalar - Pangar
Opera
Opera sezonunu Gaetano Donizetti tarafından hazırlanan Don Pasquale ile açtım. Keyifli bir temsil izledim.
Edirne
Sabah erken saatlerde vardığımız Edirne'de müzeleri gezip meşhur tava ciğerini yemeden dönmedik. Hatta şehirde tek olan (kendileri öyle söyledi) kahvecide kahve içmeyi de ihmal etmedik =)
Selimiye Camii
Konya
Uzun zamandır görmek istediğim fakat programı bir türlü yapamadığım Konya'ya ani bir kararla gittik.
Gezimize Sille köyünden başladık. Erken saatlerde gittiğimiz Sille'de ilk durağımız zaman müzesi oldu.
Daha sonra Aya Elena Kilisesi'ni ziyaret ettik.
Sille ziyaretimizden sonra merkeze dönerek şehri keşfetmeye başladık.
Mevlana Müzesi
Karatay Medresesi
Şehirde bol bol yürüdüğümüz ve keyif aldığımız bir gezi oldu. Konya'ya yolunuz düşerse Sille'ye uğramadan dönmeyin.
Hareketli geçen ekim ayını okudunuz.
Sevgiler.
Ekim ayı etkinliklerinden kısaca bahsetmek gerekirse diyerek yazmaya başlıyorum.
Filmekimi - Sinema
Bir filmekimi için daha ömrümüz varmış şükürler olsun diyerek kısa ve öz bir festival programı yaptım. Sadece bir film için aldığım biletimi arkadaşıma vererek festivali 7 film ( Desierto, Çakı Gibi, Alt Tarafı Dünyanın Sonu, Wiener-Dog, Mezuniyet, Vahşiler Firarda ve Öğrenci ) ile bitirdim.
Maalesef Xavier Dolan yönetmenliğinde çekilmiş olan Alt Tarafı Dünyanın Sonu'nu rezil bir kopyayla izlemek zorunda kaldık. Festivalin tek can sıkıcı filmi oldu kendisi. Ayrıca Vahşiler Firarda'yı bir yerlerde bulup izlerseniz harcadığınız bütün dakikaların karşılığını almış olacaksınız. Bol bol gülmeniz ise yanınıza kar kalacak.
Vizyon filmlerinden ise Elveda Berlin, Trendeki Kız, Rüzgarda Salınan Nilüfer, Cehennem ve Ansızın izlediğim filmler oldu. Elveda Berlin ve Ansızın ayın en iyilerinden.
İstanbul Coffee Festival
Geçtiğimiz sene pek ilgimi çekmeyen İstanbul Coffee Festival'e bu sene arkadaşların zoruyla katıldım. Efendim o kadar kahve seviyorsun neden festivale gitmiyorsun sorularına daha fazla maruz kalmamak için biletimi alarak hafta sonu ilk seansa katılım sağladım.
Katılımcıların hemen hepsinde kahve yudumlamış biri olarak pekte yeni kahveciler keşfedemedim. Kahve benim için vazgeçilmez olmamakla beraber hayatımdan çıkarmak istemediğim bir tat. Kahvemi uzun zamandır çekirdekleri kendim öğüterek, hemen herkesin evinde bulunan french presste dahil olmak üzere pour over yöntemlerinden biri olan Hario V60 ile demliyorum. Emin olun filtre kahve makinesinden daha güzel bir lezzet ortaya çıkıyor. Şimdilik farklı yörelerin çekirdekleri ile mutlu mesut hayatıma devam ediyorum.
Tiyatro
Ayın ilk günü alternatif sahneler içinde bende yeri her zaman ayrı kalacak Kumbaracı50'nin yeni sezon projelerinden biri olan Pera'nın Zamanı'nın ilk gösterimini izledik. Oyun nasıl izlenmeli ? Sorusunun yanıtını bilmeyen seyircileri ve ellerindeki cep telefonlarını bir kenara bırakırsak keyifli bir prömiyer yaşadık. Pera Palas Otel içerisinde oynanan bu oyuna farklı bir deneyim yaşamak istiyorsanız gidebilirsiniz. Biletler tek fiyat üzerinden 60 TL olarak satışa sunulmuş.
Oyun Atölyesi'nin yeni sezon oyunu olan Kundakçı için pek bir yorum yapamayacağım. Maalesef son bir kaç senedir gözlemlerimden yola çıkarak tiyatroda küfrün satmaya başladığını söyleyebilirim. Küfür duyduğunda gülmekten kendini alamayan hunharca kahkahalar atan seyircimiz sayesinden ne oyunu anlayabildim ne de niye bu kadar güldüklerini. Oyun benim için beğenilmeyecek durumda bile olsa arada çıkmama gibi bir huyum var. Fakat bir arkadaşımız ara olduğu gibi gelsin Haluk dinlesin bu küfürleri diyerek çıktı. Dur gitme bile diyemedik. Küfrün sattığı bu oyunlara harcadığım zamana üzülüyorum. Bilet fiyatları tam 55 TL öğrenci ise 40 TL olarak belirlenmiş.
İstanbul Devlet Tiyatrosu sezon açıldı ayıp olmasın bir tane yeni oyun çıkarayım diyerek bizlerle Huzur'u buluşturdu. Kitaba göre fazlaca yüzeysel kalan oyunda Frida Kahlo havası verilmiş bir karakter olmasaydı daha iyiydi.
Yangın Yerinde Orkideler, Şahane Züğürtler, Martı, ve Aldatma şehir tiyatrolarından izlediğim oyunlar oldu.
Özel tiyatrolardan izlediğim diğer oyunlar ise ;
Akciğer - Tiyatro İn
Cimri - Semaver Kumpanya
Ferhangi Şeyler
Popüler Gerçek - Ekip Tiyatrosu
Kozalar - Pangar
Opera
Opera sezonunu Gaetano Donizetti tarafından hazırlanan Don Pasquale ile açtım. Keyifli bir temsil izledim.
Edirne
Sabah erken saatlerde vardığımız Edirne'de müzeleri gezip meşhur tava ciğerini yemeden dönmedik. Hatta şehirde tek olan (kendileri öyle söyledi) kahvecide kahve içmeyi de ihmal etmedik =)
Selimiye Camii
Konya
Uzun zamandır görmek istediğim fakat programı bir türlü yapamadığım Konya'ya ani bir kararla gittik.
Gezimize Sille köyünden başladık. Erken saatlerde gittiğimiz Sille'de ilk durağımız zaman müzesi oldu.
Daha sonra Aya Elena Kilisesi'ni ziyaret ettik.
Sille ziyaretimizden sonra merkeze dönerek şehri keşfetmeye başladık.
Mevlana Müzesi
Karatay Medresesi
Konya Arkeoloji Müzesi
Şehirde bol bol yürüdüğümüz ve keyif aldığımız bir gezi oldu. Konya'ya yolunuz düşerse Sille'ye uğramadan dönmeyin.
Hareketli geçen ekim ayını okudunuz.
Sevgiler.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)