3 Mart 2017 Cuma

Şubat 2017

2016 etkinliklerini yeni yazan biri olarak Şubat ayına geldiğime inanamıyorum. Sırtımda olan dikişlerin sızlamasına aldırmadan Şubat ayını hızla paylaşacağım =)

Sinema 


Filmekimi için bilet alıp gitmediğim The Salesman, Manchester by the Sea, Lion, Moonlight ve Paterson bu ayın izlediğim filmleri oldu.



Tiyatro


İBBŞT - Komik-i Şehir Naşit Bey


İDT- Gulyabani : Müzikal olarak karşımıza çıkan Gulyabani 2 saat 45 dakikalık süresiyle ve dekoru değiştirirken dans eden dansçıları ile büyük bir sabır gerektiriyor. Beğeneni çok ama ben Hüseyin Rahmi Gürpınar eserini bu şekilde izlediğim için fazlasıyla üzüldüm.


Craft - Craft tiyatrodan bu ay iki oyun izledim. Bunlardan ilki Yutmak. Ece Dizdar, Merve Dizdar ve Başak Daşman'ın iyi oyunculuklarıyla psikolojinizi zorlayan bir oyun Yutmak. Diğer izlediğim oyun ise Yen. Bora Akkaş, İdil Sivritepe, Berker Güven ve Neslihan Yeldan'ı sahnede izlediğiniz Yen bence fazlasıyla sert ve yenilip yutulması kolay bir oyun değil. Kalp Düğümünden beri bu denli sert bir oyun izlememiştim. Fazlasıyla sevdim!


Dot - İyi Şeyler Olacak Diye Düşün


Şermola Performans - Ara Durak


Kumbaracı50 - Lost in Language


B Planı - İstila


Nilüfer Belediyesi - Romeo ve Juliet



Bale


Son temsillerine bilet bulunamadığı söylenen Uyuyan Güzel balesini izledim.



Konser 

9. Senfoni - İDOB 

Kahve Kantatı - İDOB

Tuluğ Tırpan, Yossi Arnheim, Derya Türkan, Yinon Muallem fazlasıyla keyif aldığım bir konser oldu. 


Kitap 

Kaptanın Teknesi - Sezgin Kaymaz

Malihulya - Tayfun Pirselimoğlu 

İstanbul Kırmızısı - Ferzan Özpetek 

Ocak 2017

Ocak ayı soğuyan hava ve kar yağışı sebebiyle pek hareketli değildi =) Yine bilet alıp gitmediğim etkinlikler oldu.

Sinema

Gönüllerin sevgilisi Kim Ki Duk yönetmenliği ile The Net ve Pablo Larrain yönetmenliğinde Jackie ayın izlenen filmleri oldu.


Tiyatro 

Şehir tiyatrolarından Hisse-i Şayia, Son ve Karıncalar - Bir Savaş Vardı oyunlarını izledim. Mert Turak çok sevdiğim bir oyuncu fakat karıncalar oyununda çok isteksiz oynadığı gözden kaçmadı. Ayrıca Haldun Taner sahnesinin susmak bilmeyen teyzeleri yine keyifsiz bir temsil izlememize sebep oldu.

Devlet tiyatrolarından Giydirici ve Coriolanus izlediğim diğer oyunlardı. Coriolanus'ta sevgili Tolga Evren maalesef yine hastaydı. Sahnede sesi neredeyse hiç çıkmıyordu. En önde oturmama rağmen sesini yer yer zor işittim. Çoğu kişi oyunu beğenmemiş olsa bile modernize edilmeden bir Shakespeare oyunu izlediğim için mutlu oldum. Giydirici oyununda ise Celal Kadri Kınoğlu sahnede devleşti. Maalesef kendisini sadece Çöl Fırtınaları, Benerci Kendini Niçin Öldürdü?, Ben Ruhi Bey Nasılım? ve Amadeus oyunlarında izleyebildim. Umarım kendisini uzun yıllar sahnede izleme fırsatına erişebiliriz.

Mekan Artı - Balkon : Mekan Artı, geçtiğimiz yıl Şafak sinemasının alt katını sahneye çevirmişti. Bu sahne pek uzun ömürlü olmadı ve kapandı. 20 kişilik kadrosuyla cesur bir oyun izledik.

Moda Sahnesi - Bir Başkadır A. : Moda sahnesi açıldığından beri takip ettiğim bir sahne oldu. Oyunlarını çoğunlukla beğenmesem bile izlemeden yapamıyorum :)

Tiyatro Evi - Ayrılık : Behiç Ak'ın yazdığı oyunda Sevinç Erbulak ve Fırat Tanış sahneyi paylaşıyor.

Sahne Kadir Has - Dirmit : Latife Tekin'in Sevgili Arsız Ölüm romanından hareketle kendisini Trom oyunundan hatırlayacağınız Hakan Emre Ünal yönetmenliğinde ve Nezaket Erden oyunculuğuyla Sahne Kadir Has'ta izledim. Nezaket Erden'in bitirme projesi olarak sahnelediği bu tek kişilik oyun fazlasıyla başarılıydı.


Opera 

The Rake's Progress - Hovardanın Sonu : Bu sezon beğenmediğim eser olmadı desem doğru olur. Özellikle Nick Shadow rolünde bas Umut Tingür beni kendine hayran bıraktı.


Kitap 

Eski kitap okuma hızım kaybolmuş olsa bile bu yazmama engel değil diye düşünüyorum.

Ocak ayında incecik 3 adet kitap okuyabildim ve hepsini beğendim =)

Bunlardan ikisi Javier Cercas eseri olan Saplantı ve Kiracı .

Diğeri ise Han Kang - Vejetaryen

Şubat ayı etkinliklerinde görüşmek üzere.

Sevgiler.

Aralık 2016

İş bu yazı hafta içi evde olmanın mutluluğu ile yazılmıştır !


Sinema 

Aralık ayının ilk filmi İzmir Karaca sinemasının sıcak ortamında izlediğim Frantz oldu. Hafta içi olmasına rağmen salon doluydu. Diğer izlediğim filmler ise; Babamın Kanatları, Nocturnal Animals, Mal de pierres (Aşk Mektupları), Arrival, Tereddüt, La Fille Inconnue ( Meçhul Kız ), Mavi Bisiklet, Florence, I Daniel Blake ve La La Land.

Arrival benim için ciddi anlamda bir işkenceydi. Bu tarz filmleri bir kez daha sevmediğimi ve sevemeyeceğimi anladım. Benim için ayın en iyisi kesinlikle Nocturnal Animals.

Tiyatro 

Şehir tiyatrolarından Saadet Hanım ve Geç Kalanlar oyunlarını izledim.

Semaver Kumpanya - Mağrur Fil Ölüleri : Kocamustafapaşa uzak demeyin bu oyuna mutlaka gidin. İçiniz ısınsın.

Galata Perform - Balat Monologlar Müzesi : Yeni metin yeni tiyatro atölyeleri kapsamında gerçekleşen bu proje Fener'de bulunan eski bir Rum okulunun sınıflarında gerçekleşiyor. Tek bilet ile 8 oyun izleyebilirsiniz denilse bile her oyun yaklaşık 15 dakika sürüyor ve 4 tekrardan oluşuyor. Biz 4,5 oyun izledik. Diğer oyunları izlemek için havaların biraz ısınmasını bekliyoruz. Eski bir bina olduğundan dolayı içinde ısıtma yoktu. Şu anda ısıtılıyor bilgisini aldım ama yine de daha güzel bir havada gidip işi şansa bırakıp donmak istemiyorum =)

Tiyatro Ak'la Kara - Ne Seninle Ne Sensiz


Opera & Bale 

Her sene olduğu gibi bu yıl İzmir ziyaretimden eli boş dönmedim. Paket paket aldığım damla sakızlı dibek kahvelerinden bahsetmiyorum =)

İzmir Devlet Opera ve Balesi bu yıl Romeo ile Jülyet'i sahneliyor. Henüz ikinci temsili olan Romeo ve Jülyet balesinin biletleri satışa çıktığı gibi tükeniyor. Yan koltuğumda oturan bayan nasıl bilet bulduğumu sordu ve İstanbul'dan geldiğimi duyunca pek şaşırdı. Orkestra şefliğini İbrahim Yazıcı'nın üstlendiği bu temsili izlediğim için çok mutlu oldum.



İzmir'de diğer izlediğim temsil ise Yarasa Opereti oldu. Şansıma o gün Hakan Aysev'i izleyebildim. Bu temsilde yine orkestra şefi İbrahim Yazıcı'ydı.

Ernani ise İstanbul'da izlediğim diğer bir opera oldu.


Konser

Pera Palace Cumartesi konserleri kapsamında Meltem Cumbul & Can Okan ikilisini dinledik.

Fazıl Say - Nazım Oratoryosu


İzmir 


Arkeoloji müzesine bir kaç sene önce gitmiştim. Fırsat bulmuşken tekrar ziyaret ettim. Öncesinde Agora'ya uğradım . Maalesef içinde tinerciler cirit atıyor. Hatta alt katlarda ateş bile yakmışlardı. Gidecek olanların dikkatli olmasında fayda var . 

Agora 




İzmir Arkeoloji Müzesi - Koşan Atlet 




Sevgiler.